11.01.2014

Ralph Lauren - Polo




Çam ormanlarından bir esinti..
Ne zamandır bakındığım bir koku türü vardı. Özellikle çam dendiğinde hemen öne sürülen reçine kokularından bıkmış biri olarak, dört mevsim yeşil kalan bu iğne yapraklı ağacın, yeşil halinin kokusunu arıyordum. Aradığımı çok eskilerde buldum. Aslında bildiğim ancak detaylı incelemediğim, tanıdık, babacak bir parfüm Ralph Lauren Polo.


1978 yapımı bir parfüme göre oldukça hoş ve katmanlı bir yapısı var. Öncelikle bunu belirteyim. Görüp görülebilecek en başarılı floral maskülenlerdendir ayrıca büyük ihtimalle. Bir akımın öncüsü olmak kolay iş değil neticede. Niche parfümler kalitesinde ancak biraz eski bir parfüm Polo.

Üst notaları yemyeşil, çimensi bir karşılama yapıyor bize. Açılışta meşhur çam kokusu ve yanında türlü yeşil otsu bitkiler var. Aklınıza çiçekle alakalı bir koku gelmesin. Tamamen otsu ve taze bir koku var açılışta. O karmaşıklıkta net olarak algılayabildiğim bergamot var bir de. Açılışı fena değil. Biraz eski sayılabilecek, güzel bir açılış. Son derece erkeksi ve tatlılıktan uzak. Bu yönüyle de modern parfümlerden ayrılıyor. Orta notalarda, kokudaki yeşil his aynen etkisini sürdürürken, paçuli ve deri ekleniyor. Bu kısım oldukça sabunsu geldi bana. Pek sevemedim sanırım. Açılıştan sonra biraz sıradan kaçmış. Alt notalarda misk hissediliyor. Paçuli tütün ve misk alt notalara hakim diyebilirim. Açıklanan içeriğinde daha pek çok element olsa da benim algıladığım bu kadarı oldu.

Parfümde genel olarak çok zengin ve dolgun bir hava var. Sanki yüzlerce çeşit ot, ağaç, bitki içine tepiştirilmiş gibi. Ayırt edemeyecek kadar karışık olsa da, oldukça zengin bir hava katmış. Gizemi de arttırmış. Zaten parfümün içeriğine bakınca, evet bu da hissediliyor, evet evet bu da derken buldum kendimi... İçerikten bakmasam farkedemezdim ama hepsi var gerçekten. Ayrıca otlardan mı kaynaklı anlayamadığım ferah bir his var. Bu his çok hoş eklemeden edemeyeceğim. Benim aklıma çam ormanlarını getiriyor. Çam diplerinde erimemiş bulgur gibi karları hapur hupur yediğim çocukluğum geçiyor gözlerimin önünden. O günler kadar taze ve ağaçsı, o günler kadar serin. O günler kadar güzel. Özlemle gözlerimi buğulandıracak kadar "gerçek" bir kokuyu deniyor olmak uzun zaman sonra tüylerimi diken diken etti. Herkeste aynı etkiyi yaratmayacaktır elbette. Biraz da yaşanmışlıkların, anıların etkisi diyip geçiyorum.

Tarzı odunsu-yeşil-floral olarak sınıflandırılabilir. Biraz zor bir sınıfa sokmak. Şipre diyenler de haksız sayılmazlar hatta. Bende şifalı bir etki bıraktı. Balsamic dedikleri sınıfa da bir derece dahil edebiliriz. öyle karışık biraz sizin anlayacağınız. Ama kokusu o kadar da karışık değil. Yeşil, ferah, otsu bir çam kokusu hayal ederseniz, Polo'ya epey yaklaştınız demektir. Modası geçmiş olsa da, eskiden çok moda olduğunu da ekleyeyim.

Kalıcılık ve farkedilirliği oldukça yüksek oldu benim tenimde. Özellikle keskin yapısıyla farkedilirliği memnuniyet verici. Tende 6-8 saat, kıyafette ise çok daha uzun süre kalıyor. Kıyafetteki kokusunu da sevdim ancak biraz deterjan etkisi yaptı bende. Buna da dikkat edilmesi gerekiyor.

Aslında 35 yaşın üstündeki beyefendilere önerecektim kokuyu ancak gözümün önünde şöyle bir sahne belirdi. Kapalı bir havada, bir yaz gününde, hafif serin bir ortamda(belki akşamüstü), polo yaka tişort giymiş 20'li yaşlarda bir erkek. Çok yakışırdı. Fotoğraftaki gibi bir şey de olabilir. Son derece aristokrat ve çekici bir yapısı var.

Yine başka bir senaryo, soğuk bir kış gününde, bungalow diye tabir edilen dağ evlerinden birindeyiz. Önümüzde bir ayı postu. Elimizde içimizi ısıtacak bir içecek, burnumuzda ise kulübenin kokusu...

Bu senaryoları şu yüzden yazdım. Parfüm dört mevsim kullanılabilecek bir tarzda. Yaz kış çok yakışacaktır. Ben soğuk havalarda kullanılması taraftarıyım.

Sonuç olarak, erkeksi, biraz eski olmasına rağmen halen iş yapabilecek, soylu bir parfüm Polo. Ben çok beğendim. Çok özel bir yere yerleştirdim koku hafızamda. Bu kadar geç incelediğim için ise biraz utandım açıkçası. Koku dünyası için önemli bir klasik polo. Erkeksi ve tatlılıktan uzak kokuları sevenlere bir alternatif daha.

9 yorum:

  1. Dostum,emeğine sağlık,keyifli bir inceleme olmuş..

    YanıtlaSil
  2. Denediğin Polo,piyasadaki güncel olan sanırım,bende ikiside var,vıntage(2001) ..Vıntage de ,açılışta direk deri kokusuda bariz algılanyor,reformule de başlarda deri belirsiz ve ilk 10-15 dakika kokuları farklılık gösteriyor,bu süre sonrasında hemen hemen aynı oluyorlar,vıntage kesinlikle çok daha güzel açılıyor.. vDostum,emeğine sağlık,keyifli bir inceleme olmuş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vintage versiyonunu denedim ama açılışta bariz bir deri alamadım ne yazık ki. Bir süre sonra devreye girdiğini düşünüyorum. Bende böyle bir his uyandırdı.

      Güzel bir koku gerçekten. Teşekkürler.

      Sil
  3. Emeğine sağlık gayet hoş bir inceleme olmuş. Vintage versiyonu piyasada mevcut mudur?

    YanıtlaSil
  4. cehaletimi mazur görün ama... vintage 2001 ve üretim de bu tarihte ise 14 yıllık parfüm bozulmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 100 yıl da geçse bir parfüm bozulmaz.

      Burada püf nokta uygun saklama koşulları elbette. Güneş ve ışığa maruz kalmış kokular ne yazık ki uzun süre saklanamıyor.

      Sil
  5. boyner'de iki gün önce bileğime sıktım. âşık oldum resmen! yeni formülasyomdu sanırım. tenimde 4 saat çok güçlü hissedildi. 6. saatten sonra kokuyu alamaz oldum. karanlık, derin, tok, tütün kokan yapısına mest oldum. çok genç işi değil. vintage ile yeni formülasyon ayrımını nasıl anlayabiliriz ve "vintage" bulmak olası mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni versiyonu da kabul edilebilir bir koku esasen ancak vintage polo classic parfüm tutkusuna kapılmış bizler için çok başka bir yerde kalacak daima.

      Ürün temini hakkında çok detaylı bilgi veremiyorum. Biraz sizin şansınıza kalmış bir durum. Kesinlikle kutusuz olarak satın alınmaması gerekiyor artık ama. Sonuçta yıllar yıllar önce üretilmiş bir üründen bahsediyoruz. Saklama koşulları çok mühim.

      Sil