Serge Lutens - Ambre Sultan

Ey Benim Gülen Yüzüm Sevgilim
Senin Güzelliğin Dünyaya Dedikodudur 
Bu Ne Güzellik Bu Ne Yüz Bu Ne Güldür
Acaba Saçın Amberi Görüp mü Mis Kokulumu Olmuş? 
Bu Ne Saç,Bu Ne Kahkül,Bu Ne Zulüftür 
Aklım Saçının Kokusuyla Doludur
Bu Ne Güzel Koku,Bu Ne Itır,Bu Ne Hoştur
Gözyaşı Dalgalarım Taşıp Başımdan Aştı
Bu Ne Deniz Bu Ne Irmak Bu Ne Nehirdir
Muhibbi Ansızın Divane Oldu
Bu Ne Dert Bu Ne Aşk Bu Ne Huydur... 

Muhibbi

Serge Lutens parfüm evine olan ilgimiz, sevgimiz ve hürmetimiz ortada. Bugüne kadar kalitesiyle bizi asla yanıltmadı diyebiliriz. Bugün yine güzel bir parfümlerini incelemeye aldım. Ambre Sultan.

Ambre Sultan, adıyla, tarzıyla, her şeyiyle oryantal bir koku. Doğudan esen bir meltem gibi. Tarihin tozlu raflarından, Osmanlı saraylarından bize göz kırpıyor adeta. O ihtişamlı harem odalarının kapıları aralanınca duyulan, sert, güçlü, şehvetli ve bir o kadar da uysal bir koku.

Başlangıcı tatlı bir reçine ile yapıyor. Saf çam reçinesi. Çok temiz bir koku. Başka reçineli, odunsu parfümlere pek benzemiyor. Lezzetli bir tarafı var. Bunu ben hafiften hissedilen ambere bağlıyorum. Belki onun sayesinde böylesine sakin kalabilmiş saldırgan notamız reçine. Bir de reçine diye girmişken, reçinenin maskülen bir koku olduğu hepimizin malumu. Bu parfümde ise tam tersi bir durum var. Güçlü bir Osmanlı kadınına çok yakışırdı eminim bu koku. Orta notalar, amberin ve baharatların uyumlu bir dansı gibi. baharatlar da, amber de, hatta başlangıçtan beri etkisi azalsa da kendini gösteren reçine de içinizi ısıtmaya karar vermiş kesinlikle. Çok sıcak, başarılı bir kısım olmuş. Alt notalarda odunsularla birlikte mükemmel bir vanilya var. Tabi ki amber kontrolünde. İşte parfümün en güzel kısmı. Tende kalan kokusu. Mükemmel. Vanilyalı, biraz feminen, başlarda biraz fazla gelen tatlılığın kaybolduğu enfes final. Çok modern değil ancak inanılmaz güçlü gerçekten. Saygı duydum bu kapanışa.

Denediğim en başarılı amber temalarından birine sahip Ambre Sultan. Hatta alt notalarındaki koku bana, hacdan gelen eşyalara sinmiş kokuyu anımsattı. Biraz hacıyağı gibi ama vanilyalı olduğu için, çok özgün. Böyle bakır taslar falan olur da onların içine sinerdi bu koku. Beni çocukluğuma döndürdü resmen. 

Bir parfüm bu kadar çok şey nası hissettirir, nasıl bu kadar çok yönlü olabilir anlamak mümkün değil. Diğer bir şaheser Chergui' de tıpkı böyleydi. Özlem duyduğumuz o yüksek kalitede oryantal kokulara bizi kavuşturmuş olan Serge Lutens'e ne kadar teşekkür etsek azdır heralde.

Kalıcılıktan, farkedilirlikten bahsetmeye hafiften utanıyorum bu parfüm için ama bahsetmem lazım. Çünkü bir tanesinde sıkıntı var. mükemmel kalıcılık performansı gösteren parfümümüzün farkedilirliği bana pek de iç açıcı gelmedi. içine kapanık bir koku. tam bir ten kokusu. Hani dedik ya, sıcak, lezzetli, romantik..Belki biraz da erotik..

Pek öyle genç arkadaşlara uygun bir parfüm değil. 30 yaşın üzerine şiddetle tavsiye ederim ama. Cinsiyet olarak ise, Serge Lutens parfümlerinde bir karmaşa var. Bazı kaynaklar Serge Lutens'in pek çok parfümüne bayan parfümü diyor. Bu da onlardan bir tanesi. Belki biraz doğru evet ancak erkek kullanımına da gayet uygun. Yine de Chergui'ye nazaran daha kadınsı geldi bana ilginçtir. Daha sert olmasına rağmen, daha kadınsı.