80'lerin rüzgârı yüzünüzü yalarken, gözünüzde beliren siyah beyaz anılarla birlikte bu güçlü koku karşısında tatlı bir tebessüm beliriverecek dudaklarınızda..
Creed'i artık bilmeyenimiz yok. Yüzlerce yıldır, kuşaktan kuşağa aktarılan deneyim ve bilgi birikiminin ortaya çıkardığı eşsiz kokuları kullanıcılarına sunan güzide bir parfüm evi. Markanın en popüler kokularının arkasında ise, sondan bir önceki jenerasyon üyesi diyebileceğimiz Olivier Creed var. Olivier'in yarattığı kokulara bakınca, kendisini tarihten silsek Creed'in de işi bitebilir gibi geliyor bana. Creed ailesinin bu yaratıcı üyesinin tasarladığı kokular arasında, Aventus, Virgin Island Water, Silver Mountain Water, Royal Oud, Royal Water, Erofla, Tabarome, Original Santal, Original Vetiver, Millesime Imperial, Green Irish Tweed gibi Creed'in en önemli kokuları mevcut. Bu parfümlerin bir kısmını oğlu Erwin Creed'le birlikte ortaya koyduklarını da eklemeden geçmeyelim. Tüm bu parfümleri saymamın bir sebebi var. Olivier Creed, modern Creed çizgisini ve tarzını ortaya koyan kişinin ta kendisidir. Oğluyla birlikte, şu an aklımıza Creed denince gelen şeylerin çoğu kendilerine ait diyebiliriz.
Tabi Olivier Creed'in yaşı itibariyle ortaya koyduğu özellikle bazı modern kokular oldukça şaşırtıcı. Bu konuda Aventus'u örnek gösterebilirim. Burada biraz Erwin'i dinlemiş olabilir diye düşünüyorum. Ama bugün konumuz Bois du Portugal. 80'lerin sonlarına doğru piyasaya sürülmüş Bois du Portugal(BdP), odunsu oryantal olarak sınıflandırılmış. Olivier'den beklediğim o eski kokan maskülen koku Bois du Portugal sanırım.
Açılışta sert maskülen ve eski bir bergamot bizi karşılıyor. Küçükken babasının dolabını kurcalayanlardansanız, eskiden üretilen traş losyonlarına çok benzetebilirsiniz. Son derece sabunsu, ferah, bir o kadar da iddialı ve sert bir açılış. Orta notalarda ise devreye karanfil-damla sakızı tarzında bir koku giriyor. Baharatları pek zengin tutmamış olacaklar ki, karanfil kendini epey göstermiş. Kokuya oldukça fazla etki etmiş karanfil. Bunun yanında lavantanın biraz da yapay bir kullanımı da merhaba demeye başlıyor. Tatlılıktan eser olmayan, çiçeksi ve baharatlı bir geçiş denebilir. Lezzetsiz ancak karakterli bir havası var. Alt notalarda ise sandal ağacı, sedir ve vetiver devreye giriyor. Parfüm bu kısımda biraz tatlanıyor. Sanki vanilyalı gibi bir havaya bürünüyor. Bu lavantalı his denediğim parfümlerden Caron-Pour un Homme'u oldukça fazla andırıyor söylemeden edemeyeceğim. Kokunun son tende kalan halinin bende uyandırdığı his bu.
Başlangıcı ve sonu arasında dağlar kadar fark olan kokular her zaman cezbetmiştir beni. Bois du Potugal'da öyle bir koku. Başladığı an ve bittiği an arasında büyük farklılıklar var. Zengin ve katmanlı bir koku olduğu her halinden belli. Genel olarak erkeklerin çok seveceği ama bayanların pek hoşlanmadığı bir yapısı var Bois du Portugal'ın. Kalite hissiyatı oldukça yüksek. Kokular birbiri üstüne ustaca yerleştirilmiş. Kokuya bir kompozisyon olarak bakarsak, gerçekten sağlam bir iş çıkartıldığını görebiliriz. Aslında çok yönlü ve zengin bir koku olsa da, köşeleri o kadar belirgin ki kullananlardan hep benzer yorumlar alınabiliyor. Yani başlangıçtaki o eski traş kolonyası benzeri koku olsun, karanfilli yapısı olsun, bunlar çok bariz ve net görünen ve hissedilen şeyler. Ne kokuyor bu diye pek düşünmüyorsunuz. Çok açık ve belirgin.
İmza parfümü yapılabilecek, babacan ve bu açıdan güvenli bir tarzı var. 30 yaş üzeri erkekler için şık ve kaliteli bir alternatif olabilir. Özel günler ya da toplantılarda da tercih edilebilecek bir koku. Günlük hayata da uyacaktır. Partilere falan böyle kokularla gitmiyoruz zaten bildiğiniz gibi.
Kalıcılığı oldukça iyi. Farkedilirliği de özellikle ilk başlarda mükemmelken sonradan biraz tene yaklaşıyor. Performans açısından başarılı buldum.
Kalıcılığı oldukça iyi. Farkedilirliği de özellikle ilk başlarda mükemmelken sonradan biraz tene yaklaşıyor. Performans açısından başarılı buldum.
Parfümün mevsimi kış. Soğuk havalarda güzel gidecektir. Yazın ya da baharda ağır kaçabilir.
Bois du Portugal, eski günleri yad etmek isteyenler için birebir. Yıllar öncesinden birşeyler bulabilirsiniz bu kokuda. Sanki çağın biraz gerisinde kalmış gibi geldi bana. Modern parfümlere pek benzemiyor. Zaten çıkış yılı da (1987) göz önüne alınınca normal denebilir. Bu özellikleriyle günümüzde çok fazla tercih edilmemesi de onun imza parfümü özelliği taşımasını sağlayan bir başka etken. Ben kokuyu sevdim. En azından Creed adına yakışır, sağlam bir kokusuyla daha tanıştırdı beni. Olivier Creed'in her konuda söyleyeceği güzel şeyler varmış gibi görünüyor.
En kaliteli creed parfümlerinden biri yalnız takım elbisesiz ya da şık giyinilmeden kullanılmamalı.
YanıtlaSilAynen katılıyorum. Kaliteli bir parfüm ama biraz eski kokuyor gerçekten. Şimdiki parfüm modası biraz bu tarzdan uzaklaşıyor.
Sil